Sevdiğiniz birini düşünün. Bir anlığına o enerjiyi ele alalım. Şimdi o enerji yerine, o kişi için şükran duygusunu koyun. Bu sizin için daha mı hafif?
Niçin? Şükran ve yargıya aynı anda sahip olamazsınız. Ancak sevgiye ve yargıya aynı anda sahip olmaya mükemmel bir şekilde muktedirsinizdir. Birisini ne kadar çok sevdiğinizi ve onların sizi ne kadar çok sevip sevmediğini; sizin buna ne kadar karşılık verip vermediğinizi görmek için yargılarsınız. Siz kendi etrafınızda yargı duvarları inşa ederken, onlar da kendi etraflarında yargı duvarları inşa ederler ve ondan sonra da yargı duvarlarının izin verdiğinizden daha fazla yakınlaşamazsınız.
Bu realitede en büyük içten sevgi nedir? Bu sadece bir kişi ile beraber olmak için diğer herkesi hayatınızdan kesip attığınız zamandır. Bu ne kadar bir yargıyı gerektirir? Gerçekten, bu realitede, sevgi ve yargı el ele giderler. Büyük bir üzüntüdür. Fakat bize verilen ilişki paradigması budur.
Ya şükran duymak yeni paradigma ise?
Bunun harika yanı, birisi sizi yargılayabilirken, siz halen o kişi için ve o kişinin sizin hakkınızdaki yargıları için müteşekkir olabilirsiniz. Bu oldukça harika bir şey! Çünkü bu size sizi verir. Ve artık asla başka hiç kimseden tekrar ayrılmaya gerek yoktur. Sizden bile. Bu durum eşinizin seçtiği her şey için müteşekkir olma olasılığını yaratır.
Kendinizle yakınlığı seçmeye gönüllü olur muydunuz?
Lütfen bilin. Sırf siz kendinizle yakınsınız diye, bu hayatınızda daha başka birisinin yerine, aslında sizin hayatınıza katkı olan birisini seçeceğiniz anlamına gelir. Artık kendinizi bir bütün ve tam yapmak için birisine ihtiyacınız olduğuna ve onların yargılarının doğruluğuna inanmayacaksınız.
Eğer bir ilişkiye sahip olmak istiyorsanız, harika ve heyecan verecek olan bir tanesine sahip olmalısınız. Hayatınıza bir katkı olduğu sürece bir ilişki müthiştir. Bu bir olasılıktır. Sadece “Tamam bunu seçeceğim” demek zorundasınız.